25 Ağustos 2008 Pazartesi
Artest'a krallar gibi karşılama !
Beijing'te mutlu son
Aslına bakarsanız başından beri belliydi Rüya takım'ın ağırdan daha ağır favori olduğu. Ancak Avrupa Basketbolunun , daha doğrusu Arjantin'i de işin içine katarsak genel anlamda basketbolun dünya çapında son yıllarda katettiği mesafe düşünüldüğünde ABD'nin yukarıdaki resimde gördüğümüz coşkusunun gayet de haklı olduğunu söylemek mümkün. NBA oyuncularının bugün çok değil 10 sene önce '' kolay lokma '' sayılabilecek rakipler karşısında uzun soluklu bir hazırlık dönemi geçirip müthiş bir motivasyon ve fiziksel hazırlıkla ter döküp gerçek bir şampiyon gibi zafere ulaşması basketbol adına çok sevindirici.
Demem o ki netice aynı ama süreç çok farklı artık. Bu turnuvada şampiyon ABD oldu olmasına ama hiç bir şey eskisi gibi değil , bu defa bir kez daha bunu gördük hep beraber. Geçen sefer bronz madalyayı alıp da yüzü kızaran tek takım olarak tarihe geçen rüya takım bu defa bu sürprize izin vermedi ve bunu başarabilmek için de aynı ayarda takımların yer aldığı bir turnuvanın şampiyon takımının yaptığı gibi , daha açık bir ifadeyle tüm takımların hemen hemen eşit olduğu bir turnuvanın takımlarından biriymiş gibi hazırlandı bu organizasyona ve haklı bir zafer kazandı.
Şu an dünyada bir çok kişinin '' Sizce dünyanın en iyi oyuncusu kim ? '' sorusuna vereceği muhtemel cevaplardan en güçlüsü olan '' Kobe Bryant '' 'ın normalde çok sıradan sayılabilecek maçlarda yaptığı savunma ve hücumdaki hırsı ABD'nin artık kimseyi hafife alamayacağının , daha doğrusu ABD'yi de yenebilecek takımların artık var olduğunun en güzel göstergelerinden biriydi. Keza takım olarak da aynı tavrı takındı rüya takım. Sütten dilleri yanmıştı bir kere ne de olsa.
Evet , netice aynı ama süreç farklı. Vurgulamak istediğim şey bu. Dünyada basketbol adına her geçen gün çok daha güzel şeyler oluyor. Umarım bu coşkulu pozitif akıma kapılıp gelişmek bize de lig ve milli takımlar düzeyinde nasip olur. Buradan Avrupa üçüncüsü olan Yıldız Milli takımımızı kutlamakla beraber 2010 organizasyonunu gün be gün ellerden kayıp gitmesine sebep olan herkesi de şiddetle kınıyorum. Bu yazıyı böyle bitirmeyi hiç istemezdim ama olimpiyatlarda izlediğimiz basketbolun bize gösterdiği gerçek , içime büyük bir umudun yanısıra kuşkuyu da düşürüyor.
Umarım '' Herkes Mersin'e , biz tersine '' diyecek hale düşmeyiz.
Rüya takım'a ( nacizane :) ) ve Yıldız Milli Takımımıza ( Özellikle turnuvayı 22.9 sayı 16.5 ribaund ortalamalarıyla kapatan Enes Kanter'e ) tekrar tebrikler.
19 Ağustos 2008 Salı
Gibi gibi ...
Herhangi bir resmi kaynakta görmemiş olmama ve araştıramayacak kadar uykulu olmama rağmen pas geçemedim bu haberi. Görünüşe bakılırsa Fenerbahçe Ülker Gordan Giricek'i kadrosuna katmak üzere , hatta şu an itibarıyle katmış dahi olabilir. Yabancı kaynaklarda birileri bir şeyler yazmış çizmiş , az önce şöyle bir göz gezdirdim , sanırım ufukta 2 yıllık bir kontrat var Giricek'le.
Avrupa'da kopup giden '' basarım parayı getiririm NBA'den oyuncuyu '' fırtınasından aritmetiki bir tabirle Ülker parantezinde Fenerbahçe , Galatasaray ya da Beşiktaş'la ya da Efes Pilsen'le olmak suretiyle nasibimizi alacağımızı düşünüyordum ki bu kısmet tahmin de edildiği üzere Fenerbahçe Ülker'eymiş. En azından şimdilik öyle görünüyor.
Açıkçası pek şaşırmadım ama verilecek ücreti çok merak ettim. O can alıcı soruyu sormak için sabırsızlanıyorum çünkü ; '' O paraya kimler alınırdı ? '' hesabını yapmak şu keşmekeşte bir hayli keyifli olsa gerek :)
18 Ağustos 2008 Pazartesi
Shawn Kemp döndü !
İtalya birinci lig takımlarından Premiata Montegranaro uzun süredir parkelere dönme denemeleri yapan 38 yaşındaki Shawn Kemp'le anlaşıldığını ve eski NBA yıldızının Kasım'da takıma katılacağını duyurdu.
Koç Alessandro Finelli konuyla ilgili '' Basketbol tarihine imzasını bırakmış birinin takıma geliyor olmasından ötürü mutluyum. '' ifadelerini kullanmış. Kariyerinde 6 kez All-Star olma başarısını gösteren Kemp'in faydalı olabileceğini düşünen Finelli Kemp için '' Motivasyonu çok yüksek , bunu kamplarda ortaya koyduğu performansla bizlere gösterdi '' gibisinden ifadelerle sözlerine devam etmiş.
NBA'de 14 sezon forma giyen Shawn Kemp 14.6 sayı , 8.4 ribaund gibi bir ortalamayla NBA Kariyerini noktalamıştı. All-Star oyuncu Seattle'da 8 , Cleveland'da 3 , Portland'da 2 ve Orlando'da 1 sezon geçirmişti. Geçen sezondan itibaren bir çok kez NBA'e dönme girişiminde bulunan sorunlu yıldız ( sanırım 18di ... Gayrimeşru çocuk sayısı ... ) bu girişimlerde başarılı olamamıştı.
Neler yapacak çok merak ediyorum. Bu haldeki bir adamın böyle hırslı olması akla binbir türlü şey getiriyor. Bakalım ne çıkacak bu işin altından ...
Tüm zamanların en hızlısı
15 Ağustos 2008 Cuma
Ben Gordon :
Eveeet NBA kulislerinden son sızıntılar yine 21numara ayrıcalığıyla karşınızda :) Yabancı kaynaklar sağolsun :) Dün gece herkesten önce Pargo'nun Rusya'ya transferini yazdık. Şimdi de Gordon'un taze açıklamalarıyla karşınızdayız ;)
Chicago Bulls'un en skorer ismi Ben Gordon Cuma günkü açıklamasında '' Sanırım geçen sezon Bulls'taki son maçımı oynadığımı söylememde pek sakınca yok.'' demiş.
Bulls'un son 3 yıldaki en skorer oyuncusu olmayı başaran Gordon ve menejeri Raymond Brothers'ın Bulls'la sözleşme yenileyip takas edilme yoluna gitme konusunda (sign and trade ) görüştükleri öğrenildi.
Geçen sezon 18.6 sayı ortalaması yakalayan Gordon '' Bu konuda oldukça pozitif düşünüyorum , bence gayet hoş olur '' gibisinden şeyler söylemiş.
Gordon'un menejeri Brothers bir kaç takımla görüştüklerini belirtmekle beraber takım ismi vermedi. Avrupa takımlarından gelecek tekliflerin de değerlendirilebileceği belirtildi.
Bulls cephesinden konuyla ilgili herhangi bir açıklama yok.
Gordon sözlerine : '' Geçen sezon takas döneminde takıma bir kaç guard daha aldılar. Hinrich , Rose , Hughes , Deng ve ben aynı rotasyonu paylaşmak durumunda kalıyoruz ve bu da benim dakikalarımı azaltıyor. Arka alana neden bu kadar yüklenildiğini anlayamıyorum.Bu yıl da değişen bir şey yok , aynı problem hala devam ediyor. Dolayısıyla ben başka bir yerde şansımı deneyerek daha iyisini elde edebileceğimi düşünmeye başladım. '' şeklinde devam etmiş.
Chicago Bulls Gordon'a geçen yıl 5 yıl için 50 milyon dolarlık kontrat teklif etmiş , ancak Gordon bunu kabul etmemişti. Gordon takımın en skorer ismi olduğu geçen sezonun ardından en yüksek kontratı kapacak oyuncu olabileceğini düşünüyor. Bulls en son Luol Deng'le 6 yıl için 71 milyon dolara anlaşmıştı.
Bekleyip göreceğiz , keza Gordon da böyle diyor en sonunda ;)
Ron Artest :
Dinamo Moskova bombayı patlattı !
Tesadüfen denk geldim , ESPN'de teyid ettim. Uzun süredir NBA oyuncularına kanca atan , hatta bu yaz ortaya çıkan '' NBA'den Avrupa'ya '' furyasını başlatan takımlardan biri haline gelen Dinamo Moskova , New Orleans Hornets'li Jannero Pargo'yu renklerine bağlamış.
28 yaşındaki oyuncu 1 yıl için Dinamo'dan 3.5 milyon dolar alacakmış.
Kariyerinde Lakers , Raptors , Bulls ve Hornets takımlarında forma terleten Pargo, yakından tanıdığımız David Blatt'in koçluğundaki Moskova ekibinde NBA'den D.Moskova'ya geçen bir diğer oyuncu olan Bostjan Nachbar , Sergey Monya ve Hollis Price gibi isimlerle aynı formayı giyecek.
Spurs , Hawks ve Hornets'ten yeni kontrat teklifleri alan ancak Avrupa'yı tercih eden Pargo'nun menejeri Mark Bartelstein konuyla ilgili : '' Bir an olsun düşündük ve bunun harika bir fırsat olduğu kanısına vardık.Pargo yalnızca bir yıl orada kalacak ve gelecek yıl yeniden serbest kaldığında ne yapacağına karar verecek. Bu transfer onun NBA'e veda ettiği anlamına gelmiyor '' demiş.
E hayırlı olsun her iki tarafa da ne diyelim başka. Bu sene Avrupa baya bir renkli olacağa benzer.
NBA'de dev takas !
12 Ağustos 2008 Salı
Bak şu konuşana !
ESPN Muhabirlerinden Chris Broussard , Miami Heat'in çaylak yıldız adayı Michael Beasley'le 15 dakikalık keyifli bir söyleşi yapmış. Bize de çevirip derleyip blogumuzda yayınlamak düşer ;)
Chris Broussard Beasley'in saha dışındaki renkli kişiliğine ve gevezeliğine değinerek '' Basınla arasının çok iyi olacağını '' vurgulamış. Keza Beasley'den laf koparmak pek de zor gibi gözükmüyor.
Play-off'lardan başlamışlar sohbete.
Broussard: Miami, bu yıl oldukça umutlu. Sence yeniden play-0ff'lara dönebilecek misiniz ?
Michael Beasley: Evet.
Broussard: Sence bu düşündüğün kadar kolay olacak mı ?
Beasley: Evet aslında play-off'lara katılmak o kadar da kolay bir şey değil tabii ki de. Ancak bana sorarsanız biz bir takım olarak birlik olup oynamamız gerektiği gibi oynasaydık geçen sene dahi play-off yapabilirdik. Bu sene bunu başarabilirsek play-off pek de zor lokma sayılmaz.
Broussard: Sence en iyi kısa forvet - Michael Beasley mi Shawn Marion mı ?
Beasley: Ahah hadi adamım ! ( gülüyor )
Broussard: Bu yıl Power Forvet mi oynayacaksın ?
Beasley: Valla ne oynadığımı ben de bilmiyorum. Hey Shawn,hey adamım. Üzgünüm ama bu soruya Beasley daha iyi diye cevap vermem gerekiyor ( gülüyor ... ) Buna rağmen Shawn'ın sayı ortalaması benden yüksek olacaktır bu yıl.
Broussard: Basketbol dışında da hayallerin var mı ? Mesela oyunculuk , komedyenlik gibi. Bu konuda yetenekliymişsin gibime geliyor.
Beasley: Her şeyi yapabilirim. Hey, TV programcıları , film prodüktörleri , Sean John, ya da herhangi biri -- Aradığınız adam benim. Oyunculuk yapabilirim , şarkı söyleyebilirim , rap yapabilirim.. Mmmmm ... Ya da bir dakika ... Şu an şarkı söyleyemem yahu , olmuyor beceremiyorum sanırım.
Broussard: Shaq'ten daha iyi rap yapabilir misin ?
Beasley: Ah , evet kesinlikle. Bu , bu yaz Shaq hakkında söylediğim 6'ıncı şey olacak.. Ciddi söylüyorum daha fazla kaşınmak istemiyorum. Ama ondan daha iyi Rap yaparım.
Broussard: Kobe hakkında yaptığı freestyle'a ne diyorsun ?
Beasley: Gayet eğlenceliydi. Ama bilemiyorum tabi sonuçta Kobe ve o birlikte uzun bir süre oynadılar ve saha dışında neler yaptıklarını nasıl vakit geçirdiklerini bilemiyorum. … Ama harbiden sıkı rap'ti ha (gülüyor). Yok yok hayır değildi , Çünkü Kobe'den bahsediyordu.Kobe kobe beni düşünüp çıldırma ! Hahah ... İyi rapti , bence ...
Broussard: Evet beat'in üzerinde uzun süre şaşırtıcı bir şekilde freestyle yapabilmesi gayet etkileyiciydi.
Beasley: Öyle mi dersin ? Arasıra tekliyordu ama ?
Broussard: Evet tekliyordu nakaratlarda falan ama etkileyiciydi ha ?
Beasley: Hey hey bir dakika sen beni kafalamaya çalışıyorsun galiba , hey Shaq benim suçum yok ben demiyorum bunları hepsini o söyledi ! :)
(Beasley bu eğlenceli sohbeti kısa zamanda yapacağı bir rap'i ESPN'de yayınlatacağını söyleyerek bitirdi. Sanırım bu hafta perşembe günü yayınlanacaktır. Bekleyelim bakalım.Ligin yeni yüzü Beasley'in hep böyle şen şakrak kalarak lige yeni bir renk katması dileklerimizle ... )
9 Ağustos 2008 Cumartesi
Para para para !
Avrupa kulüplerinin NBA'den yıldız getirtebilmek adına gözden çıkardığı rakamların 3 yıl için 20 milyonlarla başlayıp yıllık 50 milyonlara kadar varmasının ardından NBA yıldızları da her şeyi bir kenara bırakıp Avrupa yollarına düşmek pahasına '' Neden olmasın ? '' demeye başladılar.
Eeeh , dedik ama para konuşuyor diye değil mi ?
Lebron , Kobe ve Carmelo. Üçü de NBA'de bir takımın çehresini komple değiştirip kaderini yazabilecek potansiyelde tipler. Emekli olup yere göğe sığmayan paralarını yerken muhtemelen birer Hall of Hame üyesi olacak oyuncular.( Carmelo'dan biraz şüpheliyim ama özünde yatan potansiyel hala bir şeyler vaadediyor ! )
Geçtiğimiz hafta içerisinde ortalığı kasıp kavuran bu furyaya onlar dahi kayıtsız kalamadılar.
Bugün itibarıyle 2010'da kontratı bitecek olan , şimdiden karaborsaya düşmüş Lebron '' Bir yıl için 50 milyon doları verirlerse gelirim '' demiş durumda. Kobe'nin daha önceki beyanını biliyoruz , bu sefer de doğup büyüdüğü İtalya için '' Neden olmasın ? '' demiş. Carmelo da bugün olimpiyat basınına yaptığı açıklamada '' Birileri size bir yıl için 40-50 milyon teklif ediyorsa bunu değerlendirmeye almanız gerekir '' demiş ve böyle bir şeyin olması durumunda kesinlikle değerlendireceğini vurgulamış.
Hadi Kobe'yi anladık , adam NBA'de kazanabileceği bir çok şeyi genç yaşta elde etti zaten.( Şampiyonluklar , MVP'likler , All Star aboneliği ve hatta MVP'liği ve daha neler neler ) Da size ne oluyor ? :)
Hemen söyleyeyim. Para ve lüks konuşuyor.
Avrupa'da bir sezon dediğin göz açıp kapayıncaya kadar geçer. Liglerde oynanan maçlar eminim NBA'deki günlük idmanlardan bile hafif kalır bunlara. Uluslararası düzeyde maçlara da sıradan bir NBA maçındaki performansları fazla bile gelir. Üstüne üstelik bir haftada maksimum 2 ,taş çatlasın 3 maç yapılıyor. Uzun uçuşlar seyahatler yok. Falan filan , şu yazıyı okuyan biri rahatlıkla kıyaslıyordur herhalde NBA'le Avrupa fikstürünü. Uzun uzun anlatmayayım şimdi.
Öte yandan ülke ve kıta çapında görecekleri ilgi , ABD dışında bir yerlerde onlara rüya gibi geçen bir tatil havası yapsa gerek.
Sadece ve sadece 1 yıl için herkesin sizi krallar gibi ağırladığı bambaşka bir dünyaya gidiyorsunuz , ortalama bir performans grafiğiniz tüm kıtanın en iyisi olmanıza yetiyor ve bunun karşılığında 50 milyon dolar alıyorsunuz !
Eminim bugün dünyada bir çok profesyonel basketbolcu şu saydığım şeyler için cebindeki parasına bile kıyabilir :)
Sevgi & Saygı vesselam ...
Josh kalıyor !
Free Agent piyasasının en gözde isimlerinden Josh Smith , takımı Hawks'ın Memphis Grizzlies'ten gelen 58 milyon USD'lik teklifi karşılaması üzerine takımında kaldı.
İçine sindi mi bilemem ama Josh Atlanta'da iyiydi. Açıkçası Hawks konseptine '' cuk '' oturan bu oyuncunun Atlanta'da kalmasına sevindim. Hem Hawks adına hem kendi adıma. Onu Hawks formasıyla Hawks düzeninde izlemek gerçekten keyif verici. Josh genç bir takım olan Atlanta'da oyunun her iki yönünde de büyük sorumluluk alıyor. Fiziksel özelliklerini ve korkunç cesaretini en yüksek seviyede kullanıyor. Atletik bir oyuncu olarak çemberi sonuna kadar zorluyor , savunmada ise tam bir baş belası , asla sınanmaya gelmiyor. Üstelik çok genç ve Joe Johnson'un gölgesinde kalmış olması onun takım içi liderliğini gizliyor , bu da maliyetini dişe dokunur oranda düşürüyor. Iguodala için 70+ Milyon dolarlar konuşuluyor. Okafor ve Deng çoktan bu rakamların fazlasına imza attılar bile.
Uzun lafın kısası ; Josh'a az bile !
Memphis için 58 milyonun tam dengi olabilir ama Hawks ve Hawks konsepti için , Hawks'ın geleceği için Josh olduğundan çok daha değerli diye düşünüyorum.
8 yıl sonra gelen Play-off macerasında , ve NBA şampiyonunu ilk turda 3 kez yenme başarısında onun imzası en az JoJo kadar belirgin.
Fena değil diyebileceğimiz şutuyla oyununu iyiden iyiye bir bütün haline getirdi Josh.
E bundan iyisi şamda kayısı !
Bu satırları yazmaya başlamışken bir ara aklımdan '' aslında tartışılması gereken şeyin Hawks'ta başarılı bir sezon geçiren Smith'in neden Philadelphia'nın kapısını çaldığı sorusu''ydu.
Satırlar ilerledikçe kendi sorumun cevabını buldum sanırım.
Josh ve menejeri , yukarıda yazdığım herşeyin fazlasıyla farkında. Iguodala'ya şapur şupur demeye hazırlanan Sixers'ın ona yarabbi şükür demeyeceğini düşündü herhalde :) Ayrıca Sixers'taki mevcut ve gitgide gelişen düzen de ona Hawks'taki havayı aratmayacağa benziyordu bu yıl.
Sixers'tan ne haber ?
Hala Iggy'le anlaşmayan , ve bir türlü ne yapacağını kestiremediğimiz Sixers yönetimi Josh'un çaldığı kapıyı açmadı ancak buna duyarsız kaldığı da söylenemez. Geçenlerde kaleme aldığım bir yazımda Iguodala'yla neden hala anlaşmadıklarını yazmış , olası bir Josh Howard senaryosundan söz etmiştim. Her iki Josh da aynı pozisyonun oyuncuları. Ortak yönleri olduğu söylenebilecek oyuncular.
Belki bu bize Smith'i istemeyen , Iggy'le de hala anlaşmayan Sixers'ın ne yapmak istediği konusunda bir fikir verir.
Sevgi & Saygı ...
8 Ağustos 2008 Cuma
Şov başlıyor
Favori yine açık ara Rüya takım gibi gözüküyor. Rüya takımın en büyük kozu olarak da Kobe Bryant lanse edilmiş. Rüya takım son 10 yılda yaşanan tökezlemelerin ardınan sütten yanan dilin farkına vardı ve bu yıl muazzam bir kadro kurdu , demeyeceğim. Keza onlar her zaman muhteşem kadrolar kuruyorlar :) Önemli olan doğru kadroyu doğru biçimde oynatabilmekti. Onlar da bunu başarabilmek adına oldukça doğru işler yapmışa benziyorlar. ( Bu konuyla ilgili Murat Murathanoğlu imzalı , NBA Türkiye'nin yeni sayısındaki yazıyı okumanızı öneririm. Muazzam bir analiz ! ) Her biri All-Star kalibresindeki oyuncuların , tek bir takımda tüm sıfatlarından sıyrılıp birer görev adamı gibi oynadıklarını izlemek gerçekten keyifli. İşte bu yaz bir kez daha bu keyfe haiz olacağız. Ancak akıllarda yine şu kuşku var :
Yükselen Avrupa Ekolü Amerikan Rüyasını bir kez daha söndürebilir mi ?
İşte bu , bu sefer zor gözüküyor ama imkansız değil. Rusya'nın son Avrupa şampiyonasında İspanya'ya yaptığını , İspanya'nın başını çektiği 1-2 takım ABD'ye yapabilir.
Merakla bekliyoruz ...
Hele Şükür !
7 Ağustos 2008 Perşembe
Küçük fırtına çizmede !
Haberi dün salsabasket.net'te okumuştum ama iyice ayyuka çıkmasını bekledim bloga girmek için.
6 Ağustos 2008 Çarşamba
Dirk Nowitzki
Değil mi ? :)
Bu arada yeri gelmişken , dün gazetede okudum dikkatimi çekti. Sabah gazetesinde dün yayınlanan haber Almanya Milli Basketbol Takımıyla dişe dokunur bir başarı elde edemeyen Dirk Nowitzki'nin yıllık 14 Milyon Euro kazandığını , 6 dünya şampiyonluğu ve olimpiyat madalyaları bulunan ( hangi ülke olduğunu hatırlamıyorum ) Kanocuların ise olimpiyatlara gelmek için ordudaki görevlerinden ayrıldıklarını ve olimpiyatlardan sonra yeni birer iş bakacaklarını örnek göstererek olimpiyatlardaki maddi dengesizliği vurgulamış. Olimpiyat komitesi ise buna bir son verileceğine dair bir şeyler zırvalamış , artık nasıl son vereceklerse :)
Arz - talep meselesi , hatta tam anlamıyla talep meselesi , her neyse uzun hikaye vesselam.
Şimdilik akıllarda sadece olimpiyatlar var.
En azından Nowitzki'nin aklında , hatta kafasında ;)
Iguodala'yı göndermek ?
5 Ağustos 2008 Salı
Para konuşuyor
Uzun süredir adı Maccabi'yle anılan Jason Williams , Maccabi'nin kaşla göz arasında Carlos Arroyo'yla anlaşmasının ardından muhtemelen NBA'de kalacak , ya da çok sürpriz bir şekilde hiç hesapta olmayan bir Avrupa ekibiyle anlaşacak gibi gözüküyor.
Enteresandır ki Green senaryosu dahil dakikalardır NBA oyuncularının Avrupa'ya gitme senaryolarını kaleme alıyorum. Bu kısa basketbol yazarlığı maceramda bir ilk desem inanır mısınız ? Hatta bana sorarsanız ( Dominique Wilkins'in Yunanistan'a gelmesi gibi istisnalar haricinde ) belki de benim yaşım kadar Basketbol yazmış kimseler bile belki de ilk defa bu yaz bu tip bir şeyi kaleme alıyorlar. Hani 1-2 olur gelir geçer dedik ama en son patlayan bombalar işin ciddiyetini gayet güzel ortaya koyuyor.
Bugün şöyle bir soruştursanız NBA'in en iyi 2 oyuncusu kimdir diye , herhalde bir çoğundan Kobe ve Lebron cevaplarını alırsınız.
Evet bu yaz bu ikisinin bile adı Avrupa'yla anıldı !
Childress'a 3 yıl için 20 milyon ödeyen Olympiakos , 2010'da kontratı sona erecek olan Lebron James'e yıllık 20 milyon verebileceğine dair fısıltılar sızdırmış piyasaya. Öte yandan Kobe'ye sormuşlar Avrupa'ya gelir misin diye , '' 40 kağıdı verirseniz neden olmasın ? '' demiş. E o zaten babadan aşina İtalya'lara falan. Ama gene de Kobe Kobe'dir arkadaş , hani 40'ına kıysan formayı giydirirsin. Vay be , yıllar sonra görüyoruz ki basketbol sadece NBA'de oynanmıyor.
Money Talks vesselam ...
Avrupa Green'i de istiyor
Bilmem size de bir şey anımsattı mı bu ?
Fenerbahçe Ülker desem ?
Aklıma gelmedi değil vallahi.
Fenerbahçe Ülker James White ile benzeri bir hamleyi zamanında yapmıştı , ancak bunun saha içinde pek de işe yaradığı söylenemez.Sarı Lacivertliler White'tan hiç bir zaman umdukları performansı tam anlamıyla alamadılar. Her neyse , Josh Childress'lar , Carlos Delfino'lar çatır çatır Avrupa yolunu tutarken Solomon'dan sonra Kinsey'in de gidişiyle '' Eee şimdi ne olacak peki ya ? '' dedirten Fenerbahçe Ülker , ister misiniz patlatsın Green bombasını ?
Maliyeti yüksek de olsa değer. Gözümüz gönlümüz açılır vallahi. Green'i NBA'e pek yakıştıramadım keza büyük bir skor potansiyeli olması rağmen bir türlü gerekli verimliliğe kavuşamadı. Ancak Avrupa'ya gelse seyrine doyulmaz yalan yok. Hele TBL'de ... Akıllara zarar smaçların ardından tribünlerin alacağı şekilleri düşünmemek elde değil. White'ınkini aratmayan bir performansla slam dunk şampiyonu olacağına da şimdiden bahse girerim. Keza o da tıpkı White gibi NCAA'de inanılmaz bir resital gecesiyle slam dunk şampiyonu olmuştu.( Lisede de olabilir yanlışımız olmasın , youtube nimeti vasıtasıyle izleyebilirsiniz.)
Hem Fenerbahçe'nin yeni skor gücü olur , hem yaratıcı gücü olur , kendi pozisyonuyla kendi ekmeğini çıkaran , sorumluluk sahibi oyuncu olur , hem de Tanjevic'in genç oyuncu furyasına uyar.
Bence Aziz Yıldırım bunu bir düşünsün :)
4 Ağustos 2008 Pazartesi
TV'de Basketbol
'' Kürşat Başar'la yaz sohbetleri '' programının bu akşamki konukları Milli Basketbolcolu Hidayet Türkoğlu , şarkıcı Kamuran Akkor ve müzisyen Vasfi Uçaroğlu var.Kariyerine Orlando Magic'de devam eden Türkoğu programda başarısının sırlarını anlatıyor.