29 Nisan 2012 Pazar

FIBA Euochallenge şampiyonu Beşiktaş Milangaz !!!



Her şeyden önce bir Beşiktaş'lı olarak şunu dürüstçe itiraf etmeliyim ; Bu kupa için kadro itibarıyla biraz fazlayız.Olmamız gereken,hakettiğimiz platform EuroCup'tı,gönlümüzde ise EuroLeague yatıyor.Özellikle Galatasaray - Oktay Mahmuti ikilisinin bu sezon yaptıklarını izleyince aynı şeyi Beşiktaş - Ergin Ataman ikilisi için düşünmemek elde değil. 1-2 gömlek üstün olduğumuz rakiplere karşı oynadık,bu bağlamda kupanın dengi rakiplerimiz için üzülmedim değil,ancak öyle ya da böyle bu kupa Avrupa bazında basketbolun üç kupasından biri.Türkiye'ye getirilmiş olması mutluluk ve gurur verici. Her şeyden önce başantrenörümüz Ergin ATAMAN ve ekibine,oyuncularımıza,takımda emeği olan herkese,taraftarlara ve tüm Türk Basketbol'una sonsuz teşekkürler.Bu gurur,bu sevinç hepimizin.

Bu kupa, 1996'da Efes Pilsen'in kazandığı Koraç kupasının ardından Türkiye'nin Avrupa kulüpler bazında kazandığı ikinci kupa. Bu açıdan bakıldığında çok ama çok kıymetli bir zafer. Bu yılki Beşiktaş Milangaz'a da yakıştı doğrusu. Türkiye Kupası'nın ardından EuroChallenge pek bir şık oldu.Erceg,Hawkins,Bonsu,Kemp,Arroyo gibi karakterlerle birlikte Türk Basketbolu'nun önemli isimlerinden Ergin ATAMAN'a da pek yakıştı açıkçası.

Tekrar tebrikler. Takımımız yarın (30 Nisan 2012) 13.30'da İstanbul Atatürk Havalimanı'na inecek ve üstü açık takım otobüsüyle karşılanacak.İlgilenenlere duyurulur.

Aynı gün ikinci bir Avrupa zaferini de tekerlekli sandalye basketbol takımımızla kazandık.Hoş o dev yürekler renk-kulüp ayırt etmeksizin bizi uluslararası zaferlere pek bir alıştırdılar ama her defasında daha mutlu,daha gururlu oluşumuz bir yana müzemize bir kupa daha getirdiler. Onlara da kocaman bir tebrik buradan ...




27 Nisan 2012 Cuma

NBA Play-off ilk tur eşleşmeleri analizi



Chicago Bulls - Philadelphia 76ers

Tahmin : 4-2 Bulls

Sezonun ilk yarısında Doğu'da fırtınalar estiren Sixers All-star arasından sonra girdiği duraklamayla Play-off'ta son sıraya kadar düşmüştü.Sezonun ilk evresinde benzeri bir ivme gösteren Pacers'ın Doğu'yu 3'üncü,tüm NBA'i de 5.sırada bitirdiği düşünülürse ivme itibarıyle Sixers'ın tutulduğu durum daha net anlaşılabiliyor.Yine de play-off öncesi yeniden toparlanma belirtileri gösterdiler ve 7.sırada bitirip Heat'le eşleşmeye tercih ettikleri Bulls eşleşmesi için 8.sıradaki yerlerini aldılar. Heat'le eşleşmek istemediler keza klasik basketbol tabiriyle Heat kendilerine ziyadesiyle ters gelen bir takım.Bulls'a karşı sürpriz şansları daha yüksek.

Bulls ise Rose'un ve Deng'in sakatlıklarıyla süregelen form düşüklüğünü güçlü bir duruşla yeniden yukarıya doğru doğrultmak durumunda.Bu bağlamda onları bugün NBA'in en çok galibiyet alan ve Doğu'nun tartışmasız final adayı yapan şeye, yani savunmaya tutunmak durumundalar.

Kılıçların çekildiği play-off'ta, Bulls'un müdaafaayla ortaya koyduğu korkunç yüzünü yavaş yavaş göstermeye başlayacağını düşünüyorum.Sixers hücumda zorlanacaktır.

Normalde tahminim 4-1 şeklindeydi ama Rose ve Deng'in arada bir nüksedip onları zorlayan sakatlıklarının play-off'ta baş gösterme ve onları kenarda tutma ihtimali ikinci bir Sixers galibiyeti çıkarttırdı bana.

Boston Celtics - Atlanta Hawks 

Tahmin : 7'inci maçı alan kazanacak.

Tahminde de göründüğü üzere, Doğu'da ilk turun en keyifli en çekişmeli serisi olmaya en elverişli eşleşme bu. Celtics veteran oyuncularına ve süper oyun kurucusu Rondo'ya güveniyor ancak Ray Allen'ın sakatlık problemleri devam ediyor ve bugün (Cuma gecesi) hala idmana çıkmadığına dair tweet'ler okuyoruz.Daha kötüsü şu ; Celtics normal sezonu ligin en kötü ribaund alan 1-2 takımından biri olarak tamamladı.Bu da Hawks'ın Horford ve Zaza'dan yoksun olduğunda ne yapacağı sorunsalı konusunda Atlanta ekibinin yarasına merhem olacak bir avantaj teşkil ediyor.

Hawks da arka alandaki dinamik ve tecrübeli oyuncularının yanı sıra sonradan bitme oyun kurucusu Jeff Teague'e güveniyor. Normal sezonda Ray Allen'ın üzerinden yaptığı smacı hala unutmuş değilim,Ray Allen de unutmamıştır herhalde.

Mental düşündüğümde '' Celtics alır, bu veteranlar son yıllarıda kolay pes etmezler '' diyorum, Fiziksel düşündüğümde de '' Hawks çok daha diri, çok daha kuvvetli,ezip geçerler. '' diyorum.

Duygusal düşündüğümde de Hawks alacak gibi hissediyorum ama, dediğim gibi her türlü gelişmeye açık bir seri.İlk maç oynandıktan sonra biraz daha netleşir manzara.

Indiana Pacers - Orlando Magic

Tahmin : 4-1 Pacers

Öyle ya da böyle, yaşanan tüm sıkıntılara rağmen Van Gundy'nin ekibi muazzam bir grafik koydu ortaya ve zorlu konferansta kendilerine 6.sıradan play-off bileti kaptılar.Ancak play-off öncesi SVG ve Howard arasında yaşanan gerginliğin üzerine bir de olabilecek en kötü senaryo gerçekleşti ve Howard sakatlandı.Play-off'lar boyunca da oynayamayacak.Tüm takımın, oyunun her iki yönünde de Howard'ın üzerine kurulduğu düşünüldüğünde Magic'in ilk turdan havlu atması olası gözüküyor. Hani boya reklamı var ya, onun gibi.Magic'ten Howard'ı alın, geri neyi kalır ki ?

Daha beteri Glen Davis'te de sakatlık var ve oynarsa da çok zorlanarak oynayacak.Zaten size olarak NBA'in en iyi ve en iri takımlarından biri olan Pacers'ın işi, Howard'ın yokluğuyla çok çok daha kolaylaştı.

Magic'in tecrübesi en fazla 2 galibiyet vaad ediyor, o da çok iyi bir yüzdeyle atarlarsa.Onun dışında Barbosa'yı da sezon ortasında takviye ederek bench'ini güçlendiren Pacers'a karşı bana sorarsanız süpürülmeye dahi adaylar. 

Miami Heat - New York Knicks

Tahmin : 4-2 

4-2 yerine ayıkla pirincin taşını yazasım geldi. Elbette Heat vurup geçecek ama suyu fazlasıyla bulandıran enteresan parametreler var.Örneğin Heat'e en çok ters gelen şeylerden biri hareketli uzun unsuru. Knicks'te bunu yapan iki büyük parça var.Amare ve Chandler.Bunun üzerine son 1.5 ayda NBA'in en iyi dönemsel normal sezon performanslarından birini ortaya koyan Melo'nun boyalı alanda gösterebileceği etkinlik konulduğunda Heat'in bir sürprize mahal vermemek adına bu hususa eğilmesi gerektiği gerçeği çıkıyor.Knicks New York'un takımı olabilir ancak son 11 yılda play-off galibiyeti olmayan bir takım.Söylerken bende bile bir hırslanma oldu,Mike Woodson'un göreve gelişinden sonra oynadığı 23 maçın 17'sini deviren Knicks ve bu süreçte insanüstü bir peformans göstererek CP3'le birlikte NBA'de ayın oyuncusu seçilen Melo bir çoğumuza imkansız gelen turu çok ama çok isteyecektir.

Ancak turu isteyen yalnızca Melo ve ekibi değil. Lebron James bu sezon öyle bir performans gösterdi, öyle rakamlar ortaya koydu ki, play-off'un ilk turunda elenmeyi ya da zorlanmayı bırakın, finalde kaybetmeyi bile düşünemiyor.Yüzük konusunda son derece kararlı, yeni bir Karl Malone vakası olmama adına çok ama çok istekli.Ekürisi Wade iyi durumda, Bosh iyiden iyiye geçen yıl ellerinden kaçırdıkları büyük balık için pusuda.

Knicks'te Lin'in eksikliği can sıkıcı.Keza Baron Davis seri boyunca uzun süreler verip güvenebileceğiniz bir halde değil.Mike Bibby nispeten daha iyi ama play-off'ta tur atlamak söz konusu olduğunda Jameer Nelson'un Magic'e verdiğinden farklı bir şey vermesi de sürpriz olur gibi.Geriye de bir şey kalmıyor zaten.Heat Lebron'u hem bir skor makinesi hem de statik hücumlarda katalizör gibi kullanırsa ( assist ortalaması itibarıyle bir çok yıldız statülü oyun kurucudan daha iyi rakamlar elde etmiş durumda LBJ ) Knicks'in bu zaafı iyice kendini gösterecektir.

Normalde 4-1 düşünüyordum ama Knicks'in yakaladığı ivme,play-off konusundaki açlıkları ve arzuları,Heat'in hareketli uzun zaafı ikinci bir galibiyet ihtimali doğurdu gibi.Bir de tabi NY eksenli muhtemel yeniden doğuş temalı esintilerin vereceği mental etki var.

Ha yazmışken bir son dakika gelişmesi de ekleyeyim, Tyson Chandler grip sebebiyle ilk maçta forma giyemeyecek.

4-1 biteceğini bile bile,biraz da duygusal olarak 4-2 diyorum.

 San Antonio Spurs - Utah Jazz

Tahmin : 4-0

Spurs muhteşem bir sezon geçirdi. Krizi fırsata çevirmeyi bildiler.Yoğun programlı sezon,veteranların üzeirne kurulu bir iskeleti olan bu takım için NBA'in en iyi rotasyonunu kurma fırsatı oldu ve Popovich de bunu çok iyi sezimseyip kullanmasını bildi.Bu sayede alternatif beşlerin her biriyle sahada arzu ettikleri minimum verim düzeyini her daim korumasını bildiler.Genel çerçevede oyun kimliklerini ve yapılarını da çok iyi analiz etmiş olmaları onlara hücumda büyük başarı temin etti ve bugün ligi en çok sayı atıp en fazla sayı farkı marjını yakalayan takım olarak bitirdiler.Batı konferansını da birinci sırada tamamladıkları düşünülürse, bunun haricinde benim de şahsim fikrim itibarıyle NBA'de normal sezonun en iyi takımıydılar. Hani bugün futbolda Galatasaray'lılar diyor ya, play-off olmasaydı şampiyon bizdik diye.Herhalde NBA'de böyle dir durum söz konusu olsaydı Spurs'ü şampiyon ilan edebilirdik.En azından Batı konferansında...

Eşleşmeye gelince,Spurs'ün süpürebileceği kanısındayım.Her şeyden önce arka alan oyuncuları itibarıyle Jazz'den çok ama çok üstünler.Dahası bu oyuncuların her biri çok dengeli sürelerle benzeri rolleri kendi oyun karakterleriyle üstlenip hakkından gelmesini biliyorlar.Jazz ise bu konudaki eksikliğiyle göze batan bir ekip. Spurs'ün kısalarla hızlı hücumlar üzerine kurulu bir sistemi var,her arka alan oyuncuus sistemin dışına çok da çıkmadan kolaylıkla insiyatif alıp skora gidebiliyor.Bu açıdan bakıldığında Jazz'ın sırf geriye koşmadan mütevellit yaşaması muhtemel müdafaa sorunları dahi şimdiden alarm sinyallerini öttürüyor zaten Salt Lake City adına.Bir de bunun üzerine üç sayı çizgisinin gerisindeki etkinliğini ortaya koyarsa Spurs,süpürmemeleri işten bile değil.

Son olarak ; Enes Kanter'in NBA'deki ilk sezonundan play-off oynayacak olması güzel.Geçtiğimiz ay içerisinde Cavs'ten ayrılma kararı alan Antawn Jamison 10 yılı aşkın NBA kariyerinde yalnızca 1 kere oynayabildi o play-off'u. Böyle de kıymıetli bir şey.Tebrikler Enes.

Oklahoma City Thunder - Dallas Mavericks 

Tahmin : 4-1

4-1 dedim ama süpürme ihtimali de var Thunder'ın.Çok avantajlı bir eşleşme elde ettiler ve fiziki yapıları itibarıyle de ters geliyorlar Mavierkcs'e.Kidd,Carter,Nowitkzi,Marion gibi belli yaşı devirmiş oyuncularından bir şeyler bekleyen Mavs bir yana,Westbrook-Harden-Durant gibi oyuncularıyla 28 metrelik sahayı hallaç pamuğu gibi atan Thunder bir yana.Mavericks'i geçen sene şampiyon yapan derli toplu ve istikrarlı hücum grafiğinden eser yok.Hatta tam aksine çok daha düzensiz ve istikrarsız gidiyor hücum.Savunmada ise zaten kaybedilen Tyson Chandler gibi bir parça var,savunmayı derleyip toplayan oydu.Onun gidişinden sonra eskisi gibi olmadılar, olamazlar da.E hücumu desen Kidd toparlıyordu ama o da kötü bir sezon geçiriyor.Saha dışı faktör olarak takıma büyük katkı vermesi beklenen Fisher'ın da katacağı tecrübeyle Thunder NBA finaline giden yolda ilk adımını çok sağlam atacaktır diye düşünüyorum.Geçtiğimiz yılın intikamı mottosu bir yana,Mavericks'in NBA'de zaman zaman süregelen '' Geçtiğimiz yıl şampiyon olup bu yıl ilk turdan elenme '' lanetine tutulması aksi mucize olur diyebileceğimiz kadar yüksek bir ihtimal.

Los Angeles Lakers - Denver Nuggets 

Tahmin : 4-2

Enteresan bir eşleşme olduğu aşikar.Keza Nuggets NBA'in en çok skor üreten takımı,bunu da devamlı tempo yaparak elde ediyorlar.Asla statik hücum etmiyorlar.Tipik run&gun.Bu oyun sistemi haricinde düşünüldüğünde Nuggets play-off yapması dahi zor bir takıma dönüşebilir.Örneğin NBA'de ''Savunma ribaundunu alan takım 8 saniye boyunca rakip yarı alana geçemez '' gibi bir kural olsa, Nuggets belki play-off dahi yapamayabilir.Öte yandan Lakers da çok statik hücum yapan bir takım.Boyalı alana ikiz kulelerini yerleştirip etrafında Kobe'nin fır döndüğü, Artest'in (Metta World Peace,hasbam...) dirsekleri savurduğu ve bu döngüde oyun kurucunun ''Kime servis etsem ... '' diye düşündüğü bir takım desek abartı olmaz.Sezonun ilk yarısında bu konuda büyük sıkıntı çektiler keza özellikle müdaafaada sırım sırım sırıtan bir oyun kurucu açığı vardı.Şahsi kanaatimce sezonun en ''cuk oturan'' takas hamlesini yaparak oraya Cavs'te amaçsızca koşturan Ramon Sessions'u oturttular ve o da oynadığı süre boyunca elde ettiği 13 sayı 7 assist dolaylarında rakamlarla adaptasyonu ne kadar çabuk sağladığına dair işaretleri gösterdi.Blake'le de iyi birer back-up oldular birbilerine.

Lakers'ı şampiyonluk için, özellikle Ramon Sessions'un katılımından sonra ağır bir favori olarak görüyorum.Kobe Bryant'ın son maça çıkmayarak sayı krallığını (istese çıkıp 40'ı sallardı kolaylıkla) dahi umursamayışı şampiyonluğa ne kadar odaklandığını gösteriyor.Yüzükle mi besleniyor nedir bilemiyorum ama ,bu adam bu yüzüğü yine yeni yeniden çok ama çok istiyor.

Bu bağlamda turu geçen taraf Lakers olur.Kaç maç fire vereceklerine, Nuggets'a tanıdıkları tempo fırsatı karar verecek.Colorado ekibinin de kolay pes etmemek adına en azından sahasında oynadığı maçlarda dinamizm gösterebileceğini düşünüyorum.1 ya da 2 maç kazanırlar, MWP'nin yokluğu,Barnes'ın sakatlık durumundaki belirsizlik ve Lakers'ın genel nabız grafiği itibarıyle tercihimi iki galibiyet olarak belirledim Nuggets adına.Belki 1 hatta 0 dahi olabilir ama Lakers Kobe'nin şu demeçte söylediği gibi ter atıp geçecektir :

Muhabir : - Do you think this is a championship team?
Kobe : -We are.

Memphis Grizzlies - Los Angeles Clippers

Tahmin : 4-2 Grizzlies.

İlk turun en çekişmeli eşleşmesi olması muhtemel eşleşmede Grizzlies adına sevindirici gelişme Zach Randolph'ten geldi.Tecrübeli uzun dizindeki dizlikten de kurtuldu ve artık çok daha aktif durumda.Tam zamanında yetişti desek yeridir.Grizzlies neredeyse tüm sezonu o olmadan oynadı ve buna rağmen zorlu yarışı hedeflediği noktada tamamladı.Şimdi onun da eski performansına yeniden kavuşmuş olması, Los Angeles'ın ikinci takımı olmaktan kurtulmak isteyen Clippers'ı ilk turda saf dışı bırakmaya yetebilir.Keza tüm sezon üzerine binen yükle hayli yorulan Gasol de Randolph etkisiyle rahatlayıp etkili bir seri çıkarabilir.Bu ikili Clippers ikilisine nazaran (Jordan-Griffin) fundamental olarak çok daha üstün.Yanlarına da Marreese Speights gibi bir entegre geliyor ki bu da kritik bir nokta.Grizzlies adına artı haneye yazılabilecek etkenlerden biri de ligin en iyi dış savunmacılarından biri olan Tony Allen'a sahip olmaları ve Conley'in nihayet beklenen düzeyde oyun kurma istikrarı yakalaması.

Clippers cephesinde ise öncelikle değinilimesi gereken şey Chris Paul.Tüm NBA'in tüm rakamlar kullanılarak çıkarılan verimlilik listesinin zirvesinde yer alan oyunculardan biri genç oyun kurucu.Play-off,Ulusal takım maçları gibi organizasyonlarda onun ortaya koyduğu konsantrasyon ve bu konsantrasyonun oyun düzeyini 1-2gömlek daha yukarıya taşıması şüphesiz eşleşip eşleşebilecekleri tüm takımlar için dikkat etmek adına birincil öncelik.Bunun haricinde arka alanda sezon boyu arzu ettikleri verimi alamadılar.Dediğim gibi uzunlar da fundamental itibarıyle biraz zayıf kalacak eşleşmeye nazaran. Normal sezonun son günlerinde saha avantajını cebine koyan Grizzlies'in 4-2 geçerek Spurs'le oynayacağı rövanşı bekleyeceği kanısındayım.

 

Herkese şimdiden keyifli seyirler.

Ahmet Melik SUBAŞI
ahmetmeliksubasi@gmail.com
@ahmetmsubasi

Play-off ateşi yansın !



NBA'de play-off tablosu bu şekilde. Serilere ilişkin geniş yorumlar içeren yazımı da bu gece yazmayı planlıyorum.Şimdiden şunu söyleyeyim ; Doğu'da Hawks - Celtics , Batı'da da Clippers - Grizzlies unutulmaz ilk tur eşleşmelerinden olmaya aday.

Meşale yansın, gerçek NBA başlıyor !

Bu da TNT'nin günlerdir beni ekrana kilitleyen NBA Play-off tanıtım videosu ;


Arizona'da günbatımı






Bu blog ya da twitter üzerinden basketbola dair yazmaya çalıştığım şeyleri az çok takip eden biriyseniz bendeki Steve Nash hayranlığını bilirsiniz. Bu bloga ilk kez tıklayan biriyseniz dahi görebilirsiniz keza aşağı yukarı blog için kullandığım tüm logolarda (evet,hepsini kendim yapıyorum.) Steve Nash figürü mutlaka vardır. 

Yaşım ilerledikçe (ki hala 26 yaşındayım,böyle de bir durum var) bu tip adamlara daha çok saygı gösteriyorum. (Mesela hollywood'da da geçen the vow'da seyrettiğim Channing Tatum'a ve formuna saygı duyarım, ancak neredeyse babası yaşında olup bembeyaz bir kas kütlesi olarak kalmayı başaran Hugh Jackman'a duyduğum şey saygıdan çok daha öte) Sportif manada hala diri sayılırım,örneğin 26 yaşına gelip göbek saldıktan sonra '' Ah beni 20'yken görecektiniz '' diyenlerden değilim çok şükür, hayli aktifim ancak bazen 20'imdeyken yaptığım idmanları düşününce '' Bugün olsa yapabilir miyim ki yahu? '' diye tereddüde düşmüyor değilim.

38 yaşında bir adamın play-off'u son maça kadar kovalaması,istemesi, alamamasına rağmen bir yana, aldığında neler yapacağı da tecrübeyle sabit.

Bu klasik ifadeyi bu defa abartı ya da alışılageldik manasıyla söylemiyorum, ciddiyim : Heykeli dikilecek adamdır Steve Nash.

Normal sezonun ikinci yarısında Nash 3 yıl daha basketbol oynayacağını söyledi. Bu yaz sona eren kontratı akıllara geldiğinde 13 yıllık kariyerinin 10 yılını geçirdiği Suns'ta mı yoksa başka bir takımda mı devam edeceği merak konusuydu.Bunu da biraz play-off'a ve takımın geleceğine endeksledi tecrübeli maestro.Suns'ın normal sezonun sondan bir önceki maçında play-off'un son biletini Jazz'e kaptırmasıyla da Suns defterini kapatmış oldu.

Görüntülerde Suns için sezonun son maçından kareler görüyoruz.Bunlar çok yüksek ihtimalle de Steve Nash'in üzerine yapışan Suns formasıyla geçirdiği son dakikalar.Keza bir çoğumuzun da takdir ettiği üzere NBA'de şampiyonluk yüzüğünü onun kadar hakeden çok az sayıda oyuncu var. En zorlu pozisyonlardan biri olan oyun kuruculuk pozisyonunda lig tarihine damgasını vuran, profesyonelliği layıkıyla taşıyan bir basketbol yıldızından ötede sosyal kişiliğiyle de herkesin sevgi ve saygısının kazanan bu kahraman, kariyerinin son demlerinde kendisi kalibresindeki bir çok yıldız gibi mütevazı bir kontrata şampiyonluk kazanabileceği bir ekibe gitmek istiyor, Suns'ın bugünkü kadrosuna bakıldığında hayli de haklı sayılır. Bu kadroyla batıyı 9.sırada bitirebilmeleri bile takdire şayandı.


Ben Nash'e de, Nowitzki'ye de, Mavericks'e de basketbol ve NBA'le iyiden iyiye haşir neşir olmaya başladığım lise çağlarımda vuruldum. Finley'le beraber oluşturdukları süper üçlüyle NBA'in tozunu atıyorlardı.Dirk hayranlığım da aşikardır ( ki o da logolardaki yerini hep koruyor ) ancak Nash benim için hep bambaşkaydı.

Aklımdan geçmiyor değil, '' Yeniden Dallas mı ? '' diye ama, bakalım ... Bekleyip göreceğiz.

Her nereye gidersen giderse gitsin, gözüm yine onda olacak. 13 numaralı o turuncu formaya da bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da gözüm gibi bakacağım.

Evladıma mirastır, evvelallah.

Ahmet Melik SUBAŞI
ahmetmeliksubasi@gmail.com
@ahmetmsubasi

21 Nisan 2012 Cumartesi

Basketbrawl



Allen Iverson'la ilgili bir belgesel izlerken aklıma NBA'in efsane draft'lerinden 1996 NBA Draftı (ki bence bir belgesel konusu da budur) geldi.Son sırasına kadar şöyle bir göz attım ve Ülkerspor'un (Fenerbahçe'yle birleşmeden önce) kadrolarından aklımda kalan iki isim gördüm ; Eftihimos Rentzias ve Joseph Blair. Bir de Efes'le izlediğimiz Marcus Brown var tabi. Üçünü de dün gibi hatırlıyorum.

Her neyse,neden sonra vikipedia'yı kurcalarken Joseph Blair ismine şöyle bir tıklayasım geldi ve bu olaya rastladım.

Detaylı bir videosunu henüz bulabilmiş değilim ancak bu kısa videoda da olayın ne şekilde olduğu görülebiliyor aslında.

Bu '74 model kocaoğlan,2008'de Rusya Ligi'nde top koştururken, Saint Petersburg - Lokomotiv maçı esnasında bir kavga çıkarıyor.Anladığım kadarıyla takımlar zaten gergin,patlamaya hazır bomba gibi.Pimi de Blair çekiyor.

Bu kavga sonucunda tam 16 kişi oyundan diskalifiye ediliyor ve maç 4'e 4 devam etmek durumunda kalıyor.Bunu hiç düşünmemiştim.Mesela futbolda 5'inci kırmızı kartı görüp 6 kişi kaldığınız an maçı hükmen kaybedersiniz ancak basketbolda demek ki böyle bir şey yok.Oyunun kuralı olan 5'e 5 oynanır maddesi böyle istisnai bir sebepten geçerliliğini kaybettiğinde dahi maç tatil edilmiyor.Ya da Rus hakemlerde sıkıntı var bilemiyorum ancak bu maç 4'e 4 ve devamında da 3'e 3 devam edip tamamlanmış.

Blair zannediyorum şimdi emekli olmuştur.Biz onu bonus saçlarıyla 2002-03 sezonunda Euroleague'in normal sezon MVP'si olmasıyla hatırlıyoruz ancak görünen o ki Blair kariyerinin sonlarına doğru saçları kazıtıp inceden devreleri yakmış.

Bu da rast geldiğim güzel bir anekdot oldu,paylaşayım istedim.

Herkese iyi geceler,iyi pazarlar.

2 Nisan 2012 Pazartesi

Logitech Driving Force GT kurulumu ve kullanımı



Kısa bir aradan sonra döndüğüm blogumda tasarımda bir takım yeniliklere gittim.Bu yeniliklerin ardından da insanın bir şeyler yazıp çizmek konusunda iştahı kabarıyor.E malum,blog kayıtları da arşiv olarak uzun süre blog haznesinde kalıyor.Bana çok yardımı dokunan bir konuyu,resimli anlatımıyla birlikte buraya taşıyayım istedim.Google denen nimete rağmen arayıp bulması biraz zor oldu,kullandığım bir çok yardım kaynağı arasında en çok işimi gören de donanımhaber forumunda bulunan bu anlatım oldu.Ben de bir kopyasını  buraya geçirip etiketleyelim,bulması kolay olsun istedim. 



Logitech'in Driving Force GT'sinin kullanımı, aşağıdaki kılavuzda detaylıca anlatılmış.Bir kaç rötuşla birlikte arz ediyorum. 

Bu tip bir şey almayı düşünüyorsanız da şiddetle tavsiye ederim.Gayet kullanışlı,şık ve kaliteli olmuş.Özellikle direksiyonun 900 derece dönüyor olması muhteşem.




----------------------------------------------------

Öncelikle bir kaç bilgi vermekte fayda var. Kullanacağımız bu direksiyon seti bir kaç yıl önce Logitech
firmasının çıkması muhtemel Grand Turismo 5 oyunu için piyasaya sürdüğü bir settir. Yani öncelikle play
station 3 için üretilmiştir. Ancak Grand Turismo 5 oyununun çıkması geçikince Logitech'in yayınladığı bir
yazılımla bilgisayara da adapte edilmiştir. Dikkat ederseniz zaten setin kutusuna pc ye uyumu hakkında
hiçbir bilgi yoktur. Bundan bir önceki sürüm olan Logitech Driving Force Pro seti ise bilgisayarlarda herhangi
bir yazılıma gereksinim duymadan çalışmakta idi. DFGT den farkı ise bildiğim kadarıyla 900 derece dönüş
açısının olmaması idi. Tabi ki tasarımları arasındaki farktan bahsetmeye gerek yok.



Setimizin özelliklerinden bahsetmeye gerek yok bence. Çünkü bu konu seti almayı düşümünenler için
yazılmamıştır. Seti aldıktan sonra yapmaları gereken basit seyler hakkında bilgiler içermektedir. Ancak direk
kullanımda bizi rahatsız eden bir kaç seyden bahsedebilirim. Öncelikle bu direksiyonun normal otomatik
vites ya da triptonik vites bir arabanın direksiyonuyla aynı olacağını düşünen arkadaşlarımız şimdiden
üzülmeye başlasınlar. Çünkü tek benzerlik hemen hemen dönüş açılarının aynı olması. Farklar neler mi?

1.Geri toplama özelliğini(feed back ayarlarını) açmadan direksiyonu kullandığımız da direksiyonun felekat
yumaşak olması ve bununla birlikte gelen kontrol zorluğu,
2.Açtığımızda ise direksiyonun feleket bir şekilde sertleşmesi.
(Direksiyonun sertliği ile geri toplama özellikleri birbirleri ile dogru orantılı. Yani direksiyonun sertliğini
arttırdığımızda geri toplama hızıda artmaktadır. Ters orantılı olması gerekirdi ancak bu tabi ki imkansız olurdu.
yani hiç bir direksiyon seti bize bu özelliği şimdilik saglamadı.)
3.Gaz firen pedallarının çok yumuşak olması.

Direksiyon setlerinde ev kullanıcıları için bir devrim olan Logitech G25 ve G27 setleri ile DFGT arasındaki
farklardan da bahsetmeyelim, çünkü arada yaklaşık 250 dolar gibi bir fark var. Keşke hepimizin bütçesi
yetişse de bir G27 set alsak diyecem ama... Neyse Allah daha fazla verir inşallah hepimize.

Ama G25 ve G27'de de 1. ve 2. problemler var. Bunuda unutmamak lazım.

Şimdi ayarlara geçelim.

http://www.logitech.com/tr-tr/441/4172?selectedcrid=441&selectedcid=4172&WT.z_sp=Product&osid=&bit=
adresinden gerekli yazılımı indirip kurduysanız ve setiniz pc ye bağlı ise ayarlamaya geçebilir.
Yüklediğimiz yazılım araç çubuklarına şeklinde bir çubuk ekler ve o çubuk ikikere tıklanınca karşımıza aşağıdaki menü gelir.



Bu menüde sırasıyala 'Divice'-'Game controllers' tıkladığımızda aşağda kırmızı okla gösterilen menü gelir ve
burdan da 'özellikler' sekmesi tıklanılır.



Gelen menü aşagıdaki gibidir ve buradan 'setting' sekmesini tıkladıgımızda direksiyonumuzun ayarlarına girmiş
oluruz. Aslında burası bir nevi direksiyonun kalibrasyon ayarlarının yapıldığı yerdir.



Sırası ile sekmelere bakalım.
1. Bu sekme gaz firen pedalının tek bir eksen(+x, -x gibi) mi yoksa iki farklı eksen mi(x,y gibi) olmasını
sağlar. Eyer sekmeyi işaretlerseniz oyun içinde aynı anda iki pedala da birlikte bastığınızda pedallar çalışmaz.
Sadece aynı anda bir pedala basmanızı gerektirir. Bu durumun eksisi şudur: fren pedalını bir oyunda debriyaj
pedalı olarak ayarlarsanız ara gazı veremessiniz. Artısı ise NFS oyunlarında menünün devamlı Aşağı gitmesini
engelersiniz.
2. Bu sekme direksiyonun dönme açısını ayarlar. Örneğin bu değeri 360 derece yaparsanız direksiyon gene
900 derece döner ama 360 dereceden sonrası boşluk olur. Zaten 360derece dönderdikten sonra döndermeye
devam ettiğinizde direksiyon sertleşecektir. Sadece -,+ 180 derecede ayarlarınız geçerli olur.
3. Bu sekme işaretlendiğinde direksiyonun feed back ayarlarının bir kısmını aktif hale getirirsiniz. Bu ayarlar:
yoldan gelen titresimlerdir. Ancak cok fazla işe yaramaz. Çünkü siz bu sekme yi işaretleseniz de
işaretlemeseniz de bir çok oyun kendi menüsünde bu ayarları yapmanızı ister. Dolayısıyla buradaki ayarlar
geçerli olmaz. Ama siz yinede bu ayarların herbirini fulleyin. Çünkü detaylı feed back ayarı olmayan oyunlarda
bu ayarlar geçerli olacaktır.
4. En önemli ve can alacı nokta burasıdır. Feed back olayı gerçekte bu sekmeyle devreye girer. Zaten genel
olarak amacı direksiyonun geri toplama özelliğini devreye sokmaktır. Bu sekmeyi ne kadar arttırırsanız
direksiyon o kadar sert olur ama geri toplama hızı artar. Yukardaki doğru orantı olayı budur. Bu ayarı 0
yaparsanız direksiyon kendini hiç toplamaz ve çok yumuşak olur. Buda araç kontrolünü azaltır. Şunu
söylemeliyim ki ben bu ayarı 0 yaptığımda yoldan gelen titresimlerin tamamen hissedilmez olduğunu gördüm.
Yani feed back ayarları bu sekmeyi arttırmayınca devreye girmiyor.
5. Son sekme ise benim hiç faydasını görmediğim ama anlam olarak oyuna girdiğinizde burda yaptığınız
ayarlar mı yoksa oyunun kendi ayarlarının mı devreye gireceğini seçmektir. Dediğim gibi ben hiç bir fark
görmedim açıkçası. Yani bir işe yaramıyor arkadaşlar.

Bu ayarları yaptıktan sonra 'close' sekmesini tıklayıp yaptığımız ayarları test etmek için önümüze gelen menü
de direksiyon kalibresini yapırıyoruz. Bunun için direksiyondaki tuşlara basıyoruz ve otomatik olarak direksiyon
dönmeye başlıyor. Bu işlemi her bilgisayarı açtığızda yapın arkadaşlar. Çünkü bu ayarlar direksiyonun en genel ayarlarıdır ve siz eyer burda feed back ayarlarını yapmassanız, yapacağınız oyun profillerindeki ayarlarda devreye giremez. sadece profilde yaptıgınız dreksiyon dönme açısı ve birleşik-ayrık pedal ayarları devrede kalır. Ayrıca bilgisayarı yeni açtığınızda bu ayarları yapmadan direksiyonu döndermeye çalıştığınızda
direksiyonun çok sert olduğunu görürsünüz arkadaşlar.



Sadece ayarları değiştirmek istediğiniz de ise aşağıdaki menüden de bu ayarları yapabilirsiniz.



Şimdi geldik oyun profilleri oluşturmaya. Burada oynuyacağımız herbir oyun için ayrı ayrı profil
oluşturabiliyoruz. Bu sayede gireceğimiz her oyun için ayrıca ayar yapmamız gerekmiyor. ilk başta bütün oyunlar için
ayrı ayrı ayar yapıyoruz ve daha sonra bir daha ayar yapmamız gerekmiyor.
Öncelikle aşağdaki ressimden 'new' sekmesine tıklıyoruz ve gelen menüden de 'browse' u tıklıyoruz.



Burdan gelen menüden de oyunun exe dosyasını seçiyoruz ve yeni gelen ekranda oyunun simgesini tıklayıp
yukarıda bulunan 'new game' yazısını silip, kendiniz bir isim giriyorsunuz.



'ok' i tikladığınızda artık oyun profili oluşmuş oluyor. Gelen menüde sol üs köşedeki 3. sekmede oyuna bir
adet kısa yol atılıyor. Bu kısa yol tıklandığında direk yapacağımız ayarlarla oyuna girmiş oluyoruz.



Şimdi sıra profilimizi ayarlamaya geldi. öncelikle edit sekmesi altında 'sipesifik game setting' i tıklıyoruz ve
gelen menüden ayarları yapıyoruz(yukarda neyin ne olduğundan bassetmiştik).



Bir sonraki aşamada direksiyon ve pedalların duyarlılıklarını ve ölü bölgelerini(dead zone) ayarıyoruz. Bunun
için aşagıdaki menüyü takip ediyoruz. Bu bölüm aslında önemli ama hiç dokunmasakta bir sey olmaz. Çünkü
bizim değiştirmeden bırakacağımız ayarlar zaten olması gerekenin en iyisi. O yüzden ayarlamaya gerek yok.
Ama siz oynadığınız oyunda pedallarda boşluk falan hissederseniz yinede buraya bi bakın. Sizden habersiz
birisi ayarları değiştirmiş olabilir.


Arkadaşlar normalde bağzı oyunları hatta bütün oyunları setin üzerindeki tuşlarla kontrol etmek imkansız. Ama
bu yazılım sayesinde bu duruma kısmen de olsa çözüm getirilmiş. Şöyle ki klavye üzerindeki bütün tuşları ya da
mouse üzerindeki düğmeleri setin üzerindeki düğmelere yönlendirebiliyoruz. Dolayısıyla oyunların menüsünde
klavyeye dokunmadan gezine biliyoruz. Kısmen dedim. Çünkü bağzı oyunların menülerinde mouse
hareketleriyle gezinmemiz gerekiyor(similasyon oyunları). işte bunun çözümünü ben bulamadım. Galiba bu
yazılımda da yok sanırsam .
Aşağıdaki resimde ben direksiyon üzerindeki sol arka düğmenin nasıl mouse un sol tuşu yapılabildiğini
gösterdim. Gösterilen sekmenin üzerine tıklamak yeterli.



Ancak klavye üzerindeki tuşları atamak aynı şekilde basit değil. Bunun için öncelikle klavyedeki tuşları kaydı
yapılması gerekiyor. Bu işlem biraz karışık gibi ama umarım anlatabilirim. Ben ilk olarak direksiyon
üzerindeki yön tuşlarının(POV) klavye üzerindeki yön tuşlarına nasıl atandığını göstereceğim. Aşağıdaki
resimde görüldüğü gibi önce sağ üsteki POV sekmesini sonra sırasıyla 'select assigment... ' ve 'new pov' sekmesini
tıklıyoruz. Gelen menüden 'edit' sekmesini tıklıyoruz.



Son olarak karşımıza gelen menüden 'new kaystroke' u daha sonrada gelen yeni menüden de 'record' u
tıklıyoruz.


'record' u tıkladıktan sonra klavyedeki üst yön tuşuna basıyoruz ve 'stop' diyoruz. Artık klavyenin üst tuşu
yazılıma kaydedilmiş oldu. Sıra bu kayıdı direksiyondaki üst ok tuşuna aktarmakta. Bunun için 'stop' dedikten
sonra ekrandaki 2 menüyü ok leyip aşağıdaki ressimin sağındaki menüye geliyoruz.



Bu menüdeki N ile gösterilen sekmeyi tıklıyoruz ve 'no asigment' ı tıklayıp altındaki 'keystore up' sekmesini tikliyoruz



'ok 'diyoruz ve böylelikle artık direksiyonun üst yön tuşu klavyenin üst yön tuşu olmuş oluyor. Bu işlemleri
sırasıyla diger yön tuşları için de yaptığımızda işlemimiz tamam olmuş durumda. Görüldügü üzere artık ana menünün sağ üst köşesinde 'POV 1' değil artık 'New Pov' yazmakta. Bu durumu eski haline getirmek içinse yapmamız gereken tek şey 'New Pov' u tıklayıp alltan 'restore default' sekmesini tıklamak.



Arkadaşlar diğer tuşlar için de aynı şeyleri yapıyoruz. Ancak ben kolaylık olsun diye size şöyle anlatacağım.
Öncelikle klavyenin atanacak bütün tuşlarını baştan bir kere yukardaki record olayıyla (herbir tuş için ayrı ayrı record yapılacak) kayıt ediyoruz bunun içinde aşağıdaki resimdeki sekmeden record menüsüne giriyoruz ve
kafamızdaki tuşları ayrı ayrı kaydediyoruz.



En son tuşu kayıt ettikten sonra ok dedigimizde ekrandaki menü aşağıdaki gibi olacak. Sizin menünüzde
hangi tuşları kayıt ettiyseniz onlar yazacaktır.



Bu işlem den sonra artık atama işlemi yapabiliriz. Bunun içinse önce kullanacağımız set üstündek tuşun üstüne tıklıyoruz ve oradan 'select keystoke' deyip istediğimiz tuşu seçiyoruz. Ben aşağıdaki button 1
düğmesini klavyedeki boşluk tuşuna atamışım.



Bu sayede arkadaşlar artık istediğimiz klavye tuşunu direksiyonun üstündeki tuşlara atıyoruz ve sıdandart bir
bilgisayar masasında direksiyonu bağladıktan sonra kayıp olan klavyeye uzanmamıza gerek kalmıyor.
Böylelikle ayar işlemlerimizi bitirmiş oluyoruz.

Bundan sonra yapacağımız diğer oyun profilleri işinde aynı işlemleri yaptığımızda artık ana menümüzde
aşağıdaki şekilde olacaktır. Profilleri seçmek için ise sadece 'select game' sekmesini tıklamak yeterlidir.



Şimdi bu ayarların bilgisayarın neresinde saklandığına bir bakalım ki format mormat olayı olduğu zaman bir daha
ayar yapmamıza gerek kalmasın.


Evet arkadaşlar ayarlarımız yukarıda gösterilen klasörde XMT uzantılı dosyalar halinde saklanmaktadır. Bu
klasörü saklamakta yarar var(Bu klasör gizli klasördür arkadaşlar haberiniz olsun. Ayarları tekrar devreye alabilmek için lojitech programının kapalı olması gerekir, koruma klasörünü gerekli adrese yapıştırdıktan sonra programı çalıştırın).

Bu yazılım sayesinde direksiyonun ayarlanabilirliği bu kadar arkadaşlar. Bunun dışında proğramda olan diğer şeyler hakkında bir bilgim yok. Herhangi bir oyuna girmeden direksiyonu bu kadar ayarlayabilirsiniz. Geri kalan bütün ayarlar oyunların kendi menüsünden yapılır. Yani hangi tuşun ne işe yarıyacağını oyunun içinden ayarlarsınz.

-------------------------


Anlatanın ağzına eline koluna emeğine sağlık.Bu kılavuzla zor gibi görünen ayarları kolaylıkla yaptım.Eğer PC'nizin HDMI çıkışı varsa aman sabahlar olmasın.Şimdilik German Truck Simulatör,GRID,Test Drive ve Need For Speed serileriyle meşgulüm,